Sağlıkta Gelecek: Sağlıklı Yaşa, Sağlıklı Yaşlan

Posted by: Sedat Bostan 11 ay, 2 hafta ago

Geçen haftaki yazımızda, sağlık sistemindeki mevcut duruma dair kısa bir değerlendirmede bulunmuştuk.

Teknolojik ve toplumsal değişimler sağlık sistemini değişime zorlamaktadır. Değişimin zamanında yapılmaması halinde, sağlıkta dönüşüm öncesi durum gibi, sağlık sistemi ihtiyaç ve beklentilerin arkasında kalarak, sistem tıkanacaktır.

Yaşanılan değişimleri kısaca ifade edersek;

Birinci ve en önemli değişim toplumun hızlıca yaşlanması ve yaşlı nüfusun yakın gelecekte %20’leri bulacak olması,

İkinci büyük değişim; dijital teknolojilerin her alanı yeniden dizayn etmesi ve yeni neslin tamamen dijital teknolojilere göre yaşam tarzı geliştirmesi,

Ve üçüncüsü hastane, tedavi ve bakım maliyetlerinin hızlı bir artış içinde olması ve toplumların bu yükü kaldırmakta zorlanmasıdır.

Sağlıkta gelecek, bu üç büyük toplumsal ve teknolojik değişimi sağlık sistemine aktaracak üç önemli stratejiyi etkinleştirmekle mümkündür.

Bu stratejiler aynı zamanda değişime uyum sağlamada ve sorunları çözmede birbirine destek verir mahiyettedir.

 

Birinci strateji: Sağlıklı yaşa ve sağlıklı yaşlan

Toplumun hızlı yaşlanmasının sağlık sistemi ve sosyal hayata getireceği yükü minimize etmek ve insanımızın yaşam kalitesini korumak için “sağlıklı yaşa ve sağlıklı yaşlan” mottosunu sağlık sisteminin merkezine almak gerekir.  

Buna göre “sağlam insanlar” sağlık sisteminin öncelikli hedef kitlesi olmalıdır. 

Sağlık hizmetlerinin merkezinde temel sağlık hizmetleri ve sağlığı geliştirici hizmetler yer almalıdır.

Sağlıklı yaşam merkezlerinin yaygınlaştırılması, bireylerin bu merkezlerden beden ve ruh sağlığını geliştirici hizmetler almasının alışkanlık haline gelmesine ihtiyaç vardır.

 

Örneğin; birçok hastalığın ve yaşlanmaya bağlı sağlık sorununun geri planında obezite bulunur. Obeziteyi engelleyerek birçok hastalığı başlamadan bitirmek mümkündür.

Hem daha ucuz sağlık hizmeti sağlanmış, hem bireylerin yaşam kalitesi ve konforları daha yüksek düzeyde korunmuş olur.

Aynı şey, sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıkların önlenmesi içinde söylenebilir.

Bu bakış açısıyla, belki mücadele edilmesi gereken şey yüksek tansiyon veya şeker hastalığı değil, obezitedir.

Dolayısıyla bireylerin tansiyon veya şeker ilaçlarını nasıl kullanılacağına gelmeden sağlıklı yaşam tarzı geliştirmelerinin desteklenmesi sorunları minimize edecektir.

 

Sağlıklı yaşam tarzı geliştirmenin önemli bir ayağı da sağlığı korumak, sağlık okuryazarlığı düzeyini artırmak ve temel sağlık hizmetlerinden etkin faydalanmaktır.

Bu süreçte etkin bir aile hekimliği sistemi öne çıkar.

Ailenin sağlık danışmanı olan, ailenin her türlü sağlık verisini takip eden, aşılarını yapan, kontrol muayeneleriyle erken tanı fırsatlarını yakalayan ve aile bireylerini aktif şekilde yönlendiren bir aile hekimliği sistemi…  

“Sağlıklı yaşa ve sağlıklı yaşlan” yaklaşımı, sağlıklı yaşam merkezleri ve aile hekimliği sisteminin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılmasıyla mümkün olacaktır.

 

Aile hekimliği, sistemde vardır ama olması gereken yerde değildir. Sağlıklı yaşam merkezleri kurulmaya başlanmıştır ama yaygın değil.

Her ikisinin de varlığı değişimin ve sorunun farkındalığına işarettir.

Fakat “sağlıklı yaşa, sağlıklı yaşlan” anlayışı; güçlü bir politika söylemine dönüşmedikçe, sağlık sisteminin merkezine çekilmedikçe, özel stratejik planlamalar yapılmadıkça, ciddi bütçe tahsisi sağlanmadıkça, bu zihniyete uygun yöneticiler tercih edilmedikçe ve etkin uygulamalar gerçekleşmedikçe…

Ne çare…

 

Diğer iki değişimin karşılığı olan iki strateji ise; uzaktan sağlık hizmetleri ve evde (bakım) sağlık hizmetleridir. Onlarda farklı yazıların konusu...