Hasta Muayene Kalitesi

Posted by: Sedat Bostan 5 yıl, 2 ay ago

 Sağlık hizmetleri hekim muayenesi ile başlar. Muayene, hastayla göz teması, vücut dili, karşılama ifadeleri, hastanın şikayetlerini anlatımı, hekimin şikayetlerle ilgili bilmek istediklerini sorması, hastaya dokunarak, bazı uygulamalar ve bir takım cihazlarla hasta üzerinde ölçümler yaparak gerçekleşir. Tanıyı giden yolda muayene süreci en önemli yönlendiricidir. Dolayısıyla bu sürecin ciddi, hastayla işbirliği içerisinde, bütün unsurlarını içerir bir şekilde, yeterli zamanı kullanarak tamamlanması doğru tanıya ulaşmanın kapılarını açar.

Avrupa ülkelerine göre genç bir nüfusumuz olmasına rağmen,  yılda kişi başı hekime başvurusu sayımız 8,9 kez ile yüksektir. Ortalamada 2,9 kez aile hekimine giderken, 6 defa hastaneye gitmeyi tercih ediyoruz. Bu rakamlar sağlık sistemimizdeki birçok soruna işaret ediyor. Bu işaretlerin biride hasta muayene hizmetlerindeki kaliteyi geliştirme ihtiyacıdır. Her ne kadar hasta muayene sorunun nedenleri birbirine içine girmiş olsa bile, hasta yoğunluğu, hastayı dinleme ve hastayı bilgilendirme eksiklikleri, muayene tekniklerini yeterince kullanmama, iletişim sorunları ve zaman ayırma olarak sayılabilir.  Görünüşte bu nedenlerin ana sorumlusu hasta yoğunluğu gibi görünüyor. Halbuki hekimlik meslek eğitimi, hekimlik stilleri, alışkanlıklar, kurum kültürü, toplumsal kültür gibi daha derinde gerçek nedenler olduğu söylenebilir.

Hekimin muayene süreci içerisinde doğru tanıya yönelmesi hekimlik yetenekleri ve yeteneklerini uygulama stilleriyle açıklanacak bir konudur. İyi bir klinisyen muayene süreciyle tanıya önemli ölçüde yaklaşır, tetkikler ile bunu doğrular ve derecesini belirler. Fakat hasta yoğunluğu ve zaman darlığı çoğu zaman hekimin bu becerisini sınırlar. Muayene sürecinin kalitesini düşürerek, tanılamada, tedaviyi belirlemede ve hastayı tanı ve tedaviye ikna etmede sorunlara yol açar. Tatmin olmayan hasta tekrar tekrar hekime giderek yoğunluğu ve zaman darlığını artırır. Sonuç, yıllar içerisinde artan hekime gitme sayısıdır ki, bakanlığın istatistikleri bu bilgiyi doğrulamaktadır.

Suçlu aramak yerine çözüme odaklanmak hekim içinde, hasta içinde daha önemlidir. Sistem hastayla hekimi bu şekilde bir araya getirmemelidir. Çözüm araçları elimizin altında bulunmaktadır. Bakanlığımızın “aile hekimini erken tanı” kampanyası çözümün odağına yönelmiştir. Özellikle hastanelerde hasta yoğunluğunu azaltmada, aile hekimliğine güveni ve fonksiyonelliğini artırmak çok doğru ve temel yaklaşımdır. Aile hekimliği sistemi yeni adımlarla güçlendirilmelidir.

Diğer bir araç, hasta randevu sistemidir. Acilen çok büyük bir kampanya ve uygulamalar ile randevulu sağlık hizmeti alma oranını %70-80’lere çıkarmalıyız. Hasta muayenesine yeterli zamanı ayırma hijyen şartıdır. Şimdiye kadar süreden kısarak daha çok hasta muayene etmek hekimi çok yormuş, sorunu da çözmemiş aksine daha da büyütmüştür. En azından bazı pilot il veya hastanelerde hastaya ilk muayene için en az 8-10 dakika süre ayrılmalı ve hekimin eğitim ve yeteneklerini kullanmasına imkan tanınmalıdır. Bunu uygulayacak hekimler özel bir eğitimden geçirilerek bu sürenin içerisini hasta muayene süreciyle doldurması sağlanmalıdır. Aksi durumda alışkanlıklar sonucun etkili olmasını önler. Hekim performans sistemi süreci desteklemelidir.

Sistem hekimlerin eğitimlerini ve yeteneklerini daha üst düzeyde kullanmalarını desteklemelidir. Doğru tanılama ve hastanın iknasıyla tedavi mümkündür, buda zaman ister.

Mevcut araçlara bir takım yenilikler katarak ve etkin kullanarak, sistemsel sorunu çözmeli ve hasta muayene kalitesini yükseltmeliyiz. Yoksa gelişmiş ülkelerin yarısı kadar olan hekimlerimizi iki-üç kat fazla çalıştırmak sorunu çözmüyor. Hekimleri tüketiyor, hastaları dolaştırıyor. Kaynakları israf ediyor.