Bugün afet diye gördüğümüz birçok olay dünyamızın normal işleyişinin bir bileşenidir.
Şayet depremler, seller veya diğer afet saydığımız olaylar insanların yaşam alanlarının dışında gerçekleşiyorsa, doğal bir olgu olarak ele alınır ve nedenleri, mekanizmaları ve çevresel etkileri incelenerek anlaşılmaya çalışılır.
Bu olaylar insanların yaşam alanları içerisinde gerçekleşiyor ve insan hayatına etki ediyorsa o zaman; olay, acil durum veya afet olarak değerlendirilir.
Afet, bölgedeki mevcut birimlerin müdahalesiyle baş edilemeyen, ancak dışardan yardım alınarak mücadele edilebilecek büyüklükteki olaylardır.
Maraş Depremleri
Bu çerçeveden baktığımızda Maraş depremleri afetlerin en büyüklerinden biridir.
Maraş depremleri şiddeti, peş peşe, yüzeye yakın olmaları, yapmış olduğu tahribat açısından görülmemiş büyüklük ve özelliklerde bir afettir.
Genelde iki depremin peş peşe olduğu ifade edilmekle birlikte bazı uzmanlar, ilk depremin 16 saniye arayla gerçekleşen iki depremden oluştuğunu ileri sürmektedir.
Ayrıca altı üzerinde birçok artçı depremin yaşandığı düşünüldüğünde bölgede depremler silsilesi olmuştur.
AFAD web sitesinde, depreme dair verileri basın bültenleriyle paylaşarak, toplumu bilgilendirme faaliyetlerini yürütmektedir.
Bütünsel Afet Yönetimi
Afet yönetimi, depremin veya selin olmasından sonra yapılan müdahaleden ibaret değildir.
Bütünsel afet yönetimi, risk azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamalarından oluşur.
En önemlisi risk azaltma olup mevcut afet potansiyellerini tespit ederek zarar olasılığını indirgemektir.
Risk azaltma, mümkünse afet olma potansiyeline sahip yerlerin uzağında insani yaşam alanlarını oluşturmak, değilse olabilecek afetten en az etkilenecek yerleşimleri gerçekleştirmek ve toplumun afet bilincini yükseltmektir.
Hazırlık aşaması, afetin olması durumunda gerekli müdahale araçlarını hazır etmektir. Yönetim ve organizasyon ekipleri, müdahale timleri, ulaşım, haberleşme, beslenme, barınma, sağlık gibi lojistik hazırlıklardır.
Bu iki aşamaya yaptıktan sonra olacak bir afete müdahale etmek, Japonya örneğinde olduğu gibi ortaya çıkar.
Hızlı ve etkili müdahale ile hızlı ve adil iyileştirmenin birlikteliği başarılı şekilde afet yönetim döngüsünün tamamlanmasını sağlar.
Afet Yönetimi Eğitimi
Bu anlamda bütünsel afet yönetiminin gerçekleşmesi için afet yönetimine özel bir eğitimin alınması gerekir.
Ülkemiz sürekli deprem ve sel afetleri yaşanıyor olmasına rağmen sistematik olarak bütünsel afet yönetimi eğitimine iki bin sonrasında başlanmıştır.
Ülkemizde ilk kez 2005 yılında Çanakkale Üniversitesinde, ikinci olarak 2012 yılında Gümüşhane Üniversitesinde Afet Yönetimi bölümleri aktif edilmiştir.
Afet Yönetimi alanında şu anda 16 üniversite lisans, bazı üniversitelerde ise yüksek lisans ve doktora eğitimi devam etmektedir.
Bu okullarda ki öğrenciler teorik ve uygulamalı olarak bütünsel afet yönetimi eğitimi almaktadır.
Afet Yönetimi öğrenci ve mezunlarının nerdeyse tamamı UMKE ve AFAD gönüllüsü olarak sahadadır.
Afet yönetiminde amasız başarılar sağlayabilmek için bu eğitimin çıktıları, gönüllülükten öte, sistem içerisine daha fazla taşınmalıdır.