Ölüm İstatistiklerinin Söyledikleri

Posted by: Sedat Bostan 4 yıl, 7 ay ago

Ülkelerin sağlık düzeylerini belirlemek için yapılan uluslararası karşılaştırmalarda öne çıkan göstergelerden biride ölüm hızlarıdır.  Ölümlerin yaş gruplarına, cinsiyete, bölgelere ve nedenlere dağılımı ülkenin sağlık durumunu göstermesi açısından çok önemlidir.

Öncelikle bebek ölümleri (0-365 gün) ele alınır. Çünkü en hassas gruptur. Bu guruptaki veriler ülkenin sağlık sisteminin hassasiyetini göstermesi açısından önem arz eder. Bebek ölümleri 28 günlük ve bir yıllık süre içerisinde ayrıca hesaplanır. Bu süreler, doğuştan gelen sorunlar, doğum esnasındaki sorunlu durumlar ve bebeğin bakımı sürecindeki yetersizlikler hakkında bilgi verir. Sonra beş yaş altı ölümler incelenir. Çocukluk dönemi hastalıklarının etkinliği hakkında iyi bir göstergedir.

Diğer yaş gurupları ve cinsiyet göstergeleri nüfus piramidinin nereden itibaren içe doğru kıvrılmaya başladığını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Yaşlı nüfusu göstermesi açısından ileri yaş nüfus dağılımı önemlidir. Ölümlerin il ve bölgelere dağılımı bölgeler arasındaki sağlık ve kalkınmışlık farkını gösterir. Ölüm nedenleri ülkedeki yaşam ve sağlık sorunlarına dikkat çeker. Yaşam beklentisi nihai nüfus göstergesi olarak ülkenin sağlık durumuyla ilgili fikir verir.

Ülkemizin ölüm istatistiklerini incelendiğinde, bebek ölüm hızının bin canlı doğumda 9.1 olduğu görülmektedir. Bebek ölüm hızında dünya ortalaması 29.3, OECD ortalaması 6.1 ve AB ortalaması 3.5’tir. Ülkemiz bebek ölüm hızında gelişmiş ülkelere yakınlaşmış olmakla beraber, yürümesi gereken daha zorlu yollar var. En azından OECD ortalamasını yakalamak için gebe ve bebek sağlığı açısından yeni uygulamalar gündeme gelmelidir.

İlk 28 günlük hassas dönemde bu ölümlerin 5.8’i gerçekleşmekte, geriye kalan sürede ise 3.3’ü gerçekleşmektedir. Bebek ölümlerinde genetik ve gebelik esnasındaki sorunlar ile doğum esnasında oluşan sorunların nispeten daha ön plana çıktığı söylenebilir. Olaya bölgeler açısından bakıldığında, Güneydoğu Anadolu 12,9 ve Doğu Anadolu 11,7 değeriyle Türkiye ortalamasının üzerinde seyrettiği, batıya gittikçe oranın Türkiye ortalamasının altına indiği, Marmara bölgesinde 7’li değerlere düştüğü görülmektedir. Bebek ölüm oranları doğrudan bölgesel kalkınmışlık farklarına vurgu yaparak kendini ifade etmektedir.

Beş yaş altı ölümlerde Dünya Sağlık Örgütü ülkemiz için bin canlı doğumda 12.7’lik gösterge verirken, Sağlık Bakanlığının verisi, 10.9’dur. Bu rakamlarda OECD ortalamasının 7.2 olduğu düşünüldüğünde bebek ölümlerini ve beş yaş altı ölümleri azaltmak adına caba sarf edilmesi gerektiği açıktır. 

Nüfus piramidimiz erkek ve bayanlarda 39 yaş sonrası kırılma göstererek üçgen yapısına doğru yönelmektedir. Ölüm nedenlerine gelindiğinde Dolaşım sistemi hastalıkları, yani kalp ve damar hastalıkları toplam ölümlerin yaklaşık %40’ından sorumlu tutulmaktadır. Kanserler yaklaşık %20’sinden, solunum sistemi hastalıkları yani akciğer hastalıkları yaklaşık %12’sinden sorumlu görülmektedir.

Ölümlerle ilgili bu tablo bizlere, bebek ve beş yaş altı ölümleriyle ilgili olarak, aile hekimliği ve aile sağlığı hizmetlerinin güçlendirmemiz gerektiğini söylüyor. Hala Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizin kalkınmışlık ve sağlık hizmeti açığı olduğunu gösteriyor. Kırk yaşından itibaren risk yüklendiğimizi hatırlatıyor. Sağlıklı beslenme, sigara kullanmama, hareketli yaşam ve kilo kontrolümüzü yapmadığımız sürece kalp hastalıkları ve kanser gibi hastalıklardan gidici olduğumuzu bağırıyor.

Sağlıklı yaşlanmak için sağlık yaşama mecburuz.