
Herakleitos “Her şey akar” derken zamanı bir nehir olarak tanımlar.
İbn Arabi zamanı “akış” olarak adlandırır.
Birçok düşünür ve sanatkâr zamanı tanımlamak için akış veya nehir metaforuna başvurur.
Çünkü zaman durdurulamayan bir nehir gibi, kendi ritminde akmaya devam eder.
Descartes gibi bazı düşünürler “zamanı bir dışsal gerçeklik değil, insanın algı dünyasından ibaret olduğunu” savunur.
Mevlana, zamanın geçiciliğine atıf yaparak “zaman bir yalan, gerçek olan sonsuzluktur” diyerek dünyanın ötesine geçmiştir.
Benjamin Franklin zamanın kıymetini "Zaman altın gibidir, o yüzden onu altın gibi kullan" talimatı verir.
William Shakespeare "Zaman, kimseye ait olmayan bir hazinedir" vurgusunu yapar.
Lao Tzu ise "Zaman geçici bir akıştır; onunla uyum içinde olursan, her şey senin için doğru zamanda gerçekleşir" ifadesiyle zamana bizim uyum sağlamamız gerekliliğini ortaya koyar.
İmam Gazali, "Zamanı boşa harcayan, bir ömrü boşa harcamış olur" öğüdü ile bize zamanın değerini anlatır.
Zamanın bilimsel boyutunu ise Albert Einstein izafiyet teorisi ile ortaya koymuştur.
Zaman sadece fiziksel bir olgu değil göreceli bir deneyim ve uzay-zamanın bir parçasıdır.
Zamanın hareketin hızına eşit bağlı olduğunu ifade ederek, “"Bir nesne ışık hızına yaklaşırken, onun zaman akışı yavaşlar. Eğer ışık hızına ulaşırsa, zaman tamamen durur" teorisini ortaya sürmüştür.
İslam düşünürleri zamanın sadece dışsal bir olgu olmadığı, içsel bir süreçte olduğunu vurgulamıştır.
Son asrın alimlerinden Bediüzzaman ise her an yeniden bir yaradılış olduğunu ifade ederek, zamanın akıştan çok her an, bir önceki andan hem aynı hem gayrı bir yaradılış olduğunu açıklar.
Zaman büyük küresel hareketlerin rengidir.
Ve "Zaman, senin en kıymetli sermayendir; her anın, her saniyenin değeri vardır. Eğer onu akıllıca kullanmazsan, sana büyük bir zarar gelir."
Zamanı kullanıp kullanmamanın nötr bir şey olmadığı, doğru kullanılırsa kazanç, kullanmaz veya yanlış kullanırsan sana zarar vereçektir.
Bunları niçin yazdım?
Çevremizde boş ve malayani şeylerle geçen günleri, ayları, yılları ve ömürleri görüyoruz. Yok olan hazinelerin farkında bile değiliz.
Bunun için, zaman üzerine tekrar tekrar düşünmemiz, konuşmamız gerektiğini anlıyorum.
Geçmiş geçmiş, gelecekte gelmemiş. Ancak içinde bulunduğun her anı değerlendirmek mümkündür. İçinde olduğun bu anı değerlendir ki geçmişin dolu, geleceğin parlak olsun.