Giriş
Sağlık kuruluşlarını etkili şekilde yönetmek için özel bir eğitim alınması gerektiği düşüncesi ilk olarak 1920’li yıllarda ABD’de dile getirilmeye başlanmış ve bu tarihten sonra başta ABD olmak üzere birçok ülkede sağlık/hastane yöneticiliği lisans ve lisansüstü programları açılmıştır. ABD’de 1948 yılında Sağlık Yönetimi Üniversite Programları Birliği (Association of University Programs in Health Administration, AUPHA)kurularak sağlık yönetimi eğitimine rehberlik etmeye başlamıştır.
Ülkemizde sağlık yönetimi eğitimi 1963 yılında Sağlık Bakanlığı Sağlık İdaresi Yüksek Okulunda başlamıştır. 1970 yılında Hacettepe Üniversitesinde Hastane İdaresi Yüksek Okulu açılmış, 1975 yılına kadar yüksek lisans eğitimi vermiştir. Bu tarihte programın adı Sağlık İdaresi Yüksek Okulu olarak değiştirilmiş ve lisans eğitimi vermeye başlamıştır. Bu iki okul 1982 yılında Hacettepe Üniversitesi bünyesinde birleştirilmiştir. Hacettepe Üniversitesinden sonra 1999-2000 eğitim-öğretim yılında Başkent Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Bölümü açılmıştır. Sonraki yıllarda Ankara ve Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitimi Fakülteleri bünyesinde Sağlık Yönetimi bölümleri kurularak bölüm sayısı 4’e yükselmiştir.
2008 yılından itibaren ise bölüm sayısında patlama denilecek sayıda artış olmuştur. Bu dönem sağlık yönetimi alanda onlarca ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programının plansız olarak açıldığı bir dönem olarak kayda geçmiştir.
Aşağıda tablolardaki istatistikler 2017 yılına aittir.
Yukarıda verilen sayılara AÖF mezunları ve Lisans Tamamlama mezunları dâhil edilmemiştir. Gelecek yıllarda 30 bin kişilik bir lisans tamamlama grubu ve bu kadar da AÖF mezunu olacaktır. Sadece Anadolu Üniv. AÖF’nin bu seneki kontenjanı 2000 ve DGS kontenjan sayısı 5000 kişidir.
Mezun Öğrencilerin İstihdam Durumları
Mezunlarımızın istihdam edilememesi alanının en büyük sorunlardan biridir. Niteliksiz okulların verdiği niteliksiz mezunlar ise bir başka vakıadır. Eylül 2017 itibarı ile Sağlık Yönetimi bölümlerinden mezun olup Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında çalışan kadrolu personel sayısı 950 civarındadır. Bu sayıya kamuda çalışan sözleşmeli personel de dâhil edildiğinde (tahminen 100 kişi) 1050 kişilik bir mezunun istihdam edildiği söylenebilir. 1995 yılından önce Sağlık İdaresi Y.O’ndan mezun olanların büyük bir bölümü ise öğretmen olarak istihdam edilmiş durumdadır. Diğer mezunların ise sadece %10-15’lik bir kesiminin özel sağlık kuruluşlarında istihdam imkanı bulduğu ve mezunların büyük bir kesiminin işsiz olduğu veya farklı sektörlere yöneldiği tahmin edilmektedir.
Sorunlar
Sağlık yönetimi alanı mezunları sağlık lisansiyeri olarak tescillenmiş ve sağlık idarecisi meslek tanımı yapılmıştır. Ancak henüz lisans mezunlarının kamuda kadro tanımları yapılmamıştır. Sadece uzman yardımcılığı ya da veri hazırlama kontrol işletmeni gibi tüm lise ve üniversite mezunları için açılan ve bilgisayar işletmenliği sertifikası dışında hiçbir özelliğin aranmadığı bir kadroya sınırlı sayıda atanabilmektedir. Sağlık Bakanlığı idari personel ihtiyacını kurum içindeki diğer sağlık meslek mensuplarından tamamlamaktadır. Lisans tamamlama programlarına başvuran ön lisans mezunları, büyük ölçüde halen sağlık alanında çalışmakta olan sağlık teknikerleridir. Bunların mezuniyetlerinden sonra idari kadrolara atanmalarının fırsat eşitsizliği yaratacağı bir gerçektir. Atama yapılmaması ve her yıl binlerce mezun verilmesinin yaratacağı istihdam sorunu, insan kaynağının verimsiz kullanımını ve genç insanların hayal kırıklıklarını beraberinde getirmektedir.
Çözüm Önerileri
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık idarecisi ihtiyacını karşılamak ve en alt kademeden başlayarak profesyonel sağlık idarecisi açığını gidermek amacıyla atanacakları Sağlık İdarecisi kadrosunun ihdasına ve bu kadrolara atama yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak bunu gerçekleştirebilmek için 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı” cetveli içine “Sağlık İdarecisi” kadrosunun ilave edilmesi gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı ve Üniversitelerin İdari hizmetlerinde en az 115 bin civarında sağlık yöneticisinin çalışabileceği pozisyon olduğunu söyleyebiliriz. Ancak atama yapılabilecek mevcut 115 bin kadronun halihazırda dolu olması nedeniyle, kişilerin emekli olması, farklı bir nedenle işten ayrılmaları yada sektörün büyümesi gibi nedenlerle her yıl 500-600 civarında yeni kadro ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyacın sağlık yönetimi mezunları arasından karşılanması sorunun çözümünde kısmı katkı sağlayacaktır.
Sağlık İdarecisi Kadrosunda olanlar;
Sağlık Bakanlığı bünyesinde ilgili birimlerde uzman ve uzman yardımcısı olarak,
Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastaneleri bünyesinde alt ve orta kademe kademelerde yönetici olarak,
İl sağlık müdürlükleri bünyesinde muhtelif pozisyonlarda,
Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastaneleri ile birinci basamak sağlık kuruluşları bünyesindeki tüm idari birimlerde memur olarak;
Hasta kabul
Satın alma ve depo yönetimi
Kalite koordinatörlüğü
Hasta Kabul-Faturalama
Otelcilik ve kat hizmetleri yönetimi
Döner sermaye saymanlığı
Tahakkuk
Hasta ve çalışan hakları birimleri
Hasta güvenliği
İnsan kaynakları koordinatörlüğü
Stratejik planlama ve yönetim
Tıbbi sekreter olarak görev yapabilirler.
Programlardaki öğrenci sayısının çok fazla olduğu bir gerçektir. Bu nedenle;
- Lisans programlarındaki öğrenci sayıları 40 ile sınırlandırılmalıdır.
- İkinci öğretim programları kapatılmalıdır.
- Yeni bölüm açılmasına izin verilmemelidir.
- Açık olan programların eğitim yeterliliği denetlenmeli ve bu kriterleri karşılayamayan bölümlerde eğitim-öğretim durdurulmalıdır.
- Sağlık Bakanlığı idari personel ihtiyacını sağlık personeli arasından temin etme anlayışından vazgeçmelidir.
- Özel sektörün beklentilerini karşılayacak nitelikte mezun yetiştirilmelidir.
- Bu alandan mezun olan sıradan bir kişinin sektörde başarılı olma şansı bulunmamaktadır. Hekimlerin karşında başarılı olacak kişilerin en az onlar kadar iyi bir puan sıralamasıyla bölümleri kazanmış ve kendisini iyi yetiştirmiş olması gerekmektedir.
- Akademisyenler olarak bu konuda daha fazla çaba göstermemiz gerektiği kanaatindeyim.
- Meslek örgütlerimiz ve derneklerimiz bu noktada sessiz kalmaktadır.
- Öğrencilerimiz yeterince çaba harcamamaktadır.
- Meslekleşme yolunda hukuki adımlar atılması ve bu konunun kişilerin insafıma bırakılmaması gerekiyor.
Not: Bu çalışma 22 Aralık 2017 tarihinde Medeniyet Üniversitesinde yapılmış olan Sağlık Yönetimi Bölüm Başkanları çalıştayında sunulmuştur.